Bu dağa bin yıldır tek bir kadın ayak basmıyor!

Dünyada farklı kültürlere ve medeniyetlere ait birçok kutsal bulunuyor. Kutsal sayılan bu mekanların ise bazı katı kurallları var. Onlardan biri de Aynoroz'daki Athos Dağı. Athos Dağı'nda yasak olan ise buraya kadınların girmesi. Bu bölgeye kadınlar hiçbir şekilde alınmıyor, hatta söylentilere göre dişi hayvan bile beslenmiyor. Gelin bu ilginç yere hep birlikte bakalım.


Aynoroz Güneydoğu Avrupa'da Yunanistan'ın Halkidiki Yarımadasından Ege'ye doğru uzanan üç dar ve uzun yarımadanın en doğusunda bulunan bir yerleşim yeri.


İlginç bir tarihe sahip olan bu yerleşim yerinin resmi adı ise Aynoroz Özerk Keşişsel Devleti. Özerk bir yönetim biçimi olan bu Aynoroz'un en ilginç yeri ise Athos Dağı. Bu yerin son derece ilginç bir de tarihi var.
Athos dağı ve yarımada adını Trakyalı bir devden alıyor. Efsaneye göre bu dev, Yunan mitolojisi'nde denizler, depremler ve atlar tanrısı olan Poseidon'a dev kayalar fırlatıyor. Fakat bir gün dev kayayı fırlatırken denize düşürüyor ve böylece Athos dağı oluşuyor. Diğer bir efsane ise Poseidon Athos'a dev bir kaya fırlattığı ve Athos'un altında kaldığı yönünde. Athos'un altında kaldığı o dev dağ ise bugün günümüzde Athos Dağı.


Osmanlı, Bizans ve Yunan egemenlikleri boyunca bağımsızlığını korumayı başaran bu yere bin yıldan fazla süredir kadınların hatta dişi hayvanların girmesi bile yasak. Peki neden?


Athos Dağı bölgesi, keşişlerin ibadet ettiği kutsal bir bölge olarak görülüyor. Dünyevi zevklerden uzaklaşıp keşişlerin inzivaya çekildiği bu bölgenin kadınlara yasak olmasının nedeni; Hristiyan din adamlarının ettiği bekâret yeminini çiğnenmemesini sağlamanın en basit yolu olarak düşünülerek oluşturulmuş. Athos Dağı'nı farklı kılan ise, bütün bir yarımadanın tek bir dev manastır olarak sayılması ve kadınlara yasaklanması. Ancak kadınların yasaklanmasının, Ortodoks gelenekle bağlantılı olan bir nedeni daha var.


'Athos Dağı: Cennette Yenilenme' adlı kitabın yazarı Dr Graham Speake bu durumu şöyle açıklıyor: "Hikâyelerden birine göre, Azize Meryem Kıbrıs'a gitmek isterken gemisinin yoldan çıkması nedeniyle Aynoroz kıyısına gelmiş. Adayı öyle sevmiş ki oğluna dua ederek, adanın kendisine verilmesini istemiş. Oğlu İsa Mesih ise bunu kabul etmiş. Aynoroz bugün hala "Tanrının annesinin bahçesi" olarak adlandırılıyor. Bu nedenle de adada kadın cinsini yalnızca Azize Meryem'in temsil etmesi gerektiğine inanılıyor."