Korku severlerin müzesi!

New England Psişik Araştırma Merkezi / ABD

 

Ed ve Lorraine Warren çifti, 1950’li yıllarda doğaüstü olayları araştırıyorlardı. Ruh bilimci olarak adlandırılan bu kişilerin çözdüğü doğaüstü olaylar da “Conjuring” (Korku Seansı) film serisine konu oldu. Filmi izleyenler çiftin evlerinde müze gibi bir alan olduğunu ve çözdükleri olaylardan “lanetli” olduklarını düşündükleri eşyaları burada sakladıklarını bilir. Filmde yer alan bu detay tamamıyla gerçek. Çiftin karıştığı paranormal olaylara ait eşyalar gerçekten onların o dönemde yaşadıkları evin bodrumunda bulunuyor. ABD’nin Connecticut bölgesinde yer alan bu yer New England Psişik Araştırma Merkezi olarak biliniyor ve ziyaret edilebiliyor.


Meguro Parazit Müzesi – Tokyo


Japonya’nın Tokyo kentinde yer alan müzeyi ilginç yapan ise müzede 45 binden fazla parazit çeşidinin sergileniyor olması. Dünyada parazitlere adanmış tek müze olan Meguro Parazit Müzesi’nde oldukça tehlikeli olan parazit türleri de bulunuyor. Sıra dışı bu canlılara ilgili duyanların mutlaka gitmesi gereken müze, 953 yılında Dr. Satoru Kamegai tarafından ziyaretçileri parazitlerin çeşitliliği ve yaşam döngüleri konusunda eğitmek amacıyla kuruldu. İki katlı olan bu müzede parazitler hakkında makalelere ve kitaplara da ulaşabilirsiniz.


El Museo De Las Momias – Meksika

 

Oldukça ilginç ve korkutucu bir müze olan El Museo De Las Momias yani mumya müzesinin bir de garip hikayesi bulunuyor. 1833 yılında Meksika’daki kolera salgınından dolayı ölen insanların doğal ortamda mumyalanmış cesetleri 1865 yılında keşfedilince, yetkililer mezar yer için vergi ödemesini talep etti. Ancak ölen insanların ailelerin pek çoğu bunu karşılayamadı. Vergisi ödenmeyen bazı mumyalar ise işçiler tarafından bir binada saklandı. 

 

Lombroso Suç Antropolojisi Müzesi – İtalya

 

Torino, İtalya’da bulunan bu müze adını İtalyan Kriminoloji Okulu’nun kurucusu Cesare Lombroso’dan alıyor. Lombroso, bir kişinin işlediği suçların o kişinin kafatasının boyutu ve şekliyle ilgili olabileceğine inanıyordu. Bu nedenle müzede Lombroso’nun 400’den fazla insan kafatasından oluşan koleksiyonu bulunuyor. Müzede sergilenenler arasında yer alan diğer şeyler ise; Lombroso’nun araştırmalarında kullandığı objeler, o dönemde işlenen suçların belgeleri ve resimleri ile cinayet silahları. Müzedeki en ilginç parça ise şüphesiz Lombroso’nun kendi kafatası!


Capuchin Manastırı – İtalya

 

İtalya Palermo’da bulunan bu yer sonradan müzeye dönüştürülen yerler arasında. 16. yüzyılda yer altı mezarı olarak kullanılan bölge daha sonrasında müzeye dönüştürülerek ziyarete açıldı. Yani müzede göreceğiniz her şey gerçek! Tünel ve odacıklardan oluşan bu yer altı mezarında kadınların, çocukların ve erkeklerin cesetleri bulunuyor. Ölüler sınıflara göre ayrılıyor ve sergilenen 8 bin mumya bulunuyor. Müze alanının kuru ve soğuk havası nedneiyle cesetlerin birçoğu çok iyi korunmuş durumda.

 

Musee Dupuytren – Fransa

 

Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan bu müze, anatomik patoloji müzesi olarak biliniyor. Çeşitli hastalıklar ya da genetik nedeniyle deforme olmuş bedenlerin isketlerinin sergilendiği müzede 6 binden fazla örnek bulunuyor. Tabii ki bu örneklerin bazıları oldukça rahatsız edici. 1835’te, saygın bir Fransız cerrah tarafından organ, kemik ve fetüslerin toplanmasıyla açılan müze, Paris’in en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. Müzede ayrıca kavanoza koyulmuş çeşitli organlara rastlayabilirsiniz.