Maalesef ülkemizde gazetecilik yapmak o kadar zorlaştı ki; birilerini eleştirdiğinizde muhalefet, övdüğünüzde ise yandaş olarak nitelendiriliyorsunuz. Bunun ortası hiçbir zaman düşünülmüyor ve sistem bir tarafı seçmen için seni zorluyor. Bizler hiçbir zaman şantaj, tehdit ve ön yargıyla hareket etmiyoruz. Kimseye gözünün üzerinde kaşın var deyip saldırmıyoruz. Üzücüdür ki; halka sadece gerçeği iletmeye çalışan gazeteciler ise işsiz bırakılıyor. Her yıl yüzlerce gazetecinin mesleğini yapması engelleniyor.

 Gazeteciler otosansür, sansür, sendikasızlık gibi ağır sorunların yanı sıra düzenli olarak sözlü ve fiziksel saldırıya uğruyor. Bu olaylardan bir yenisini daha bugün yaşadık.  Şuanda mevcut CHP’nin Kahramanmaraş kurultay delegesi olan ve daha önce il başkanı olarak görev yapmış ve 27. dönem CHP Kahramanmaraş 2. sıra milletvekili adayı olan Avukat Selim Sümen, açık açık beni ve benim gibilerini gazeteci olarak görmediğini ve partiye geldiğinde benim gibileri partiye girdirmeyeceğini iddia etti. Tabii ki bu konu hakkında söylenecek çok söz var. Benim daha öncesinde kendisiyle hiçbir şekilde en ufak bir münakaşam olmamasına rağmen bana karşı böyle bir tavır takınmasına bir anlam veremedim.

“Seni Ve Senin Gibileri Partiye Girdirmeyeceğim!”

 Olayı kısaca özetleyecek olursak, bugün akşam saatlerinde Selim Bey ile Fotospor’un orada tesadüfen karşılaştık, yanımda Akdeniz Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Baykut da vardı. Konu milletvekilliği seçiminden açıldı. Kendisi milletvekilliği seçiminde çok verimli çalıştığını ve kendi bölgesi olan Çağlayancerit’te CHP’nin oyunu arttırdığını söyledi. Ben de kendisine seçim çalışmalarında bu konularla ilgili sizinle hiç çalışamadık dedim. Kendisi de bizi aşağılar gibi “Önce basın olun da karşıma öyle gelin.” dedi ve şehirde basın mensubu olmadığını iddia etti.

Biz de bu senin düşüncen diye söylediğimizde celallenerek, Cumhuriyet gazetesinin bu işi çok güzel yaptığını söyledi. Kendisine bu zamana kadar hiçbir yerel gazeteye abone olup olmadığını sorduğumda ise yine aynı tepkiyle “Basın olarak görmediğim bir şeye neden abone olayım.” diye cevap verdi. Ve ardından bana dönerek “Seni ve senin gibilerini gazeteci olarak görmüyorum ve ben geldiğimde seni ve senin gibileri partiye girdirmeyeceğim.” dedi.

(Anlaşılan kendisi ya il başkanlığına aday olacak ya da genel merkezde bir görev bekliyor.) Tabii ki sizi tanımayan birine ne deseniz boş! Ne konuşsanız karşılıksız kalacak. Ben ise göreceğiz diyerek olay yerinden ayrıldım.

Yerel basın olarak bizleri hiçe sayan, hor gören, tehditvari konuşmalar yapan bu anlayışı kabul etmiyoruz. Halkın haber alma hakkını engellemek kimsenin hakkı da haddi de değildir. CHP’nin kuruluşunun 96. yıl dönümünde böyle bir olayın yaşanması ise kurultay delegesi olan Selim Sümen’e yakıştıramadık.

Ve tüm olumsuzluklara rağmen halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için gazetecilik yapmayı sürdüreceğimizi, umudumuzu kaybetmediğimizi bir kez daha yineliyoruz.