“Neden Kilo Veremiyorum?”

Sosyal hayatınızı engellemeden yapabileceğiniz birçok menü düzeni var. Bunlara rağmen kilo verme problemi yaşıyorsanız bu durumların kimisi sağlık sorunlarıyla, kimisi ruhsal gelgitlerle, ilaçlarla, çevresel faktörlerle ilgili. Prensip olarak diyet yapan birinin ilk 2 ayda ağırlığının yüzde 10’unu kaybetmesi, işlerin yolunda gittiğine işaret eder. Ancak en başarılı diyet programlarında bile kilo vermenin bir süre sonra yavaşladığı, hatta bazen durma noktasına gelebileceği de bilinir.


Bunun pek çok nedeni var ama birinci nedeni bedenin kendini savunma ihtiyacı, “açlığa/kıtlığa direnme içgüdüsü”dür. Siz kilolardan yavaş yavaş kurtulurken pek keyiflenirsiniz ama bedeniniz bundan aynı derecede hoşnut olmaz. O, kaybedilen kiloların genetik hafızasında yazılı “açlık/kıtlık dönemleri” ile ilişkili olabileceğini düşünüp sık sık paniğe kapılır.
Bunun için de tiroid hormonu üretiminde bir miktar kısıtlamalara giderek metabolizmasını düşürür. Kilo verme programlarında bir süre sonra başlangıçtaki hızlı kilo verme döneminin sona ermesi, kilo kaybının yavaşlaması hatta neredeyse durma noktasına gelmesi bundandır. 
Gelelim kilo verememe probleminin nedenlerine...

BEDEN İNSÜLİNE DİRENİRSE...

İnsülin direnci ve bununla ilişkili sağlık sorunlarının mevcudiyeti, “kolay kilo alıp zor kilo verme/kilo direncini yenememe” probleminin en sık görülen nedenlerinden biridir. İster genetik kökenli gizli diyabet veya metaboliksendrom gibi problemlerden, ister polikistikover hastalığı gibi sorunlardan kaynaklansın, insülin direnci olan bir kişide direnç kırılmadıkça kilo vermek imkansız hale gelebilir.
İnsülin direncinin, özellikle bu direnci kırmaya yönelik bir beslenme planı uygulanmadığı zaman, hele hele düzenli aktivite alışkanlığı ile birleştirilmediği hallerde kırılabilmesi bazen imkânsız gibidir.


Kilo vermede zorlanan biriyseniz, gece kalkıp yeme alışkanlıklarınız varsa, yemekten sonra yeniden ve çabucak acıkıyorsanız, tatlı krizlerini engelleyemiyor, yemeklerden sonra uyukluyor, yorgun ve terli düşüyorsanız, kilolarınız karın, göbek ve bel çevrenizde birikmişse, sabahları yorgun uyanıyor, sinirli oluyor, acıkınca çarpıntıdan, sabırsızlıktan bitkin düşüyor, hızlı ve çabuk yiyorsanız kilo verememe probleminizin arka planında insülin direncinin olabileceği aklınızda olsun. 

TİROİDİNİZ TEMBELSE...

Kilo veremeyen kişilerin bazılarında da sorun, tiroid hormonu üretimindeki yetersizliktir. Hipotiroidi adı verilen bu durum hemen her yaşta ortaya çıkabiliyor. Kilo verme zorluğu olanların eğer birlikte yorgunluk, cilt kuruluğu, unutkanlık, solukluk, saç dökülmesi, tırnak kırılması, şişkinlik, uyku hali gibi problemler de varsa hipotiroidi ihtimalini göz ardı etmemeleri gerekiyor.

BÖBREKÜSTÜNÜZ HİPERAKTİFSE...

Böbreküstü bezlerinin herhangi bir nedenle aşırı miktarda kortizol hormonu ürettiği durumlarda da kilo direnci adeta kaçınılmazdır. Yüzün ay gibi yuvarlaklaştığı, boyun ense bölümünün yağ birikimi nedeniyle kalınlaştığı, karında mor kırmızı çatlakların ortaya çıktığı, hipertansiyon, ödem ve yorgunluğun eşlik ettiği kilo direnci durumlarında böbreküstü bezinde bir sorun var mı, yok mu şeklinde bir tetkikten geçmekte fayda vardır. 

VİTAMİNİNİZ EKSİKSE...

Kilo direncinin küçük ama önemli sebepleri de olabiliyor. Mesela psikolojik sorunlar beslenme ve aktivite programlarını aksatmaya yol açabiliyor ki bu iki durumda da kilo vermek imkânsız gibi bir şey.
Alkol kullanımını sürdürmek, az su içmek, kalsiyum, selenyum ve magnezyum azlığı, D vitamini, demir, B12, omega-3 noksanlığı da kilo direncine yol açabiliyor. Kullandığınız bazı ilaçların -özellikle antidepresanların, beta blokerlerin, anti psikotik hapların, antihistaminiklerin- kilo vermenizi engelleyebileceği aklınızda olsun. Az su içmek, sık sık şok diyetlere girip çıkmak, diyet yapacağım diye gün boyu aç susuz gezip öğün atlamak da metabolizmayı arızalandırdığı için kilo vermeye engel olabiliyor.


Stres ve depresyonun da kilo vermeyi engellediği birçok çalışmada gösterildi. Psikolojik olayların araya girmesi, aile ve çevredeki diğer kişilerin yardımcı olmak yerine süreci sabote etmesi, şu veya bu nedenle ortaya çıkabilen sosyal baskılar da zayıflamayı imkânsız hale getirebiliyor.
Bu uzun listeye yanlış diyetleri, kişiye özel hazırlanmayan beslenme planlarını da eklemek lazım. Muhakkak ki her diyet -yani çok az kalori kazanımı- başlangıçta bir miktar kilo verdirebilir ama “sorun odaklı olmayan bir beslenme planı” uyguluyorsanız bu diyetler bir süre sonra etkisiz hale gelecektir.

 

Yürümeden olmaz!!

Kilo direncinin önemli bir nedeninin de aktivite eksikliği olduğunu unutmayın. Çoğu zaman gereğinden fazla yediğimizden değil de gerektiği kadar aktif bir hayat sürmediğimiz için kilo aldığımızı unutmayın.
Kalıcı bir kilo kaybı için aktivitesi yüksek bir hayat sürmek ve düzenli egzersiz alışkanlığını yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline getirmek, özellikle de “YÜRÜMEK” olmazsa olmaz bir noktadır. Sağlıklı her insanın kilo problemi olsun olmasın günde ortalama en az 5 bin adımdan fazla yürümesi gerekiyor. Adım sayısı kilo verme döneminde 10 bin civarında olmalı.
Eğer kilo sorunu olan biriyseniz, 7 bin 500 adımın altına düşmeyin.
Araştırmalara göre günlük adım sayınız 5 binin altına düştüğünde ne kadar az yerseniz yiyin, kilo almasanız bile “YAĞLANMANIZ” kaçınılmaz hale geliyor.