Céline Sciamma tarafından yönetilen bu Fransız filmi, gösterime girdiğinde oldukça popüler oldu. İzleyenler tarafından beğenilen filmin konusu ise şöyle; 1760 yılında Fransa’da bir ressam olan Marianne, manastırı yeni terk eden genç bir kadın olan Héloïse’nin düğün portresini yapmak için görevlendiriliyor. Ancak ikili arasında farklı bir arkadaşlık gelişiyor.

There Will Be Blood / 8.2

Upton Sinclair’ın Oil! isimli romanından sinemaya uyarlanan 2007 yapımı bu filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Paul Thomas Anderson yaptı. Dönem filmleri arasında en başarılarından biri olan yapımın konusu kapitalizm üzerine gelişiyor. 1900’lü yılların başında ıssız bir bölgede petrol arayan bir şirketin sahibi olan Daniel Plainview, elindekilerin çok daha fazlasına sahip olmak istiyor. Ancak bu hırsı onu çok farklı yerlere götürüyor.

2010 yılında tom Hooper tarafından çekilen bu başarılı yapım Toronto Uluslararası Film Festivali, People’s Choice Ödülü kazandı ve on dört BAFTA, on iki Akademi ve yedi Altın Küre ödülüne aday gösterildi. Film, babası 5.George’un ölümünün ve tahta geçen ağabeyinin de bir skandal nedeniyle tahttan feragat etmesinin ardından, krallık görevini hiç istemeden devralan bir adamın hikayesini anlatıyor.

Romantik bir hikayeyi odağına alan bu film, dönem filmleri arasında en başarılarından biri. Nikolaj Arcel’in yönettiği filmin konusu Danimarka tarihinden esinleniyor. Akli dengesi pek de yerinde olmayan ve uçarı Danimarka kralı VII. Christian ile politik çıkarlar için evlenmek durumunda kalan İngiltere Prensesi Caroline’nin arasındaki ilişki filmin odak noktasını oluşturuyor.

The Favourite / 7.5

2018 yılında çekilen bu filmin yönetmeni Yorgos Lanthimos. Kadrosunda Olivia Colman, Rachel Weisz ve Emma Stone gibi isimlerin rol aldığı film, 18. yüzyılda geçiyor ve Kraliçe Anne’in sağ kolu olan Lady Sarah ile saraya yeni gelen hizmetçi Abigail arasında yaşanan mücadeleyi konu ediniyor.

Yönetmenliğini Cary Joji Fukunaga’nın yaptığı film 2011 yılında çekildi. Filmin konusu ise şöyle; 10 yaşında yetim kalan Jane, halası ile yaşamaya başlıyor. Ancak halası ona pek de sevgiyle yaklaşmıyor. Bir süre sonra yatılı okula gönderilen Jane, eğitimini tamamladıktan sonra orda kalarak öğretmenlik yapmaya başlıyor. Burada ise hayatını değiştirecek kadar büyük sırları olan bir adamla tanışıyor.

2018 yılında çekilen film, Mary Ann Shaffer ve Annie Barrows tarafından yazılan aynı adlı romana dayanıyor. Yayınlandığı anda en iyi dönem filmleri arasına girmeyi başaran bu film, bir yazarın yeni romanı için yaptığı yolculukta kenti sakinleri ile arasındaki arkadaşlığı konu alıyor. Filmin ana karakteri olan yazar Juliet İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi işgali altındaki Guernsey adasında yaşayan bir grup insanın kurduğu Guernsey Edebiyat ve Patates Turtası Derneği’nin üyesi olan Dawsey’den bir mektup alıyor ve adaya doğru yola çıkıyor.