Sosyal medya üzerinden Kahramanmaraş merkezli depremler hakkında açıklamalarda bulunan Barış, “Kahramanmaraş depremlerinde meydana gelen artçı depremler birkaç tane M6,0+ şeklinde olup muhtemelen bu depremlere ait en büyük artçı depremler oldu.

Bundan sonraki süreçte de M4-5 bandında artçılar seyrekleşerek deprem etkinliği aylar içinde sönümlenmesi beklenmektedir.”dedi.

İşte Prof. Dr. Şerif Barış’ın o açıklamaları, “

Bölgede M6+ büyüklüğündeki artçı depremlerin olma olasılığı düşük olsa da bu ihtimal az da olsa bulunmaktadır. Bu nedenle az hasarlı binalarda bu büyüklüklerde ve güçlü ivmeye sahip artçı depremlerin hasar yapma potansiyeli bulunmaktadır. Bu yapılara girilirken yetkililerden izin alınması önemle hatırlatılır.

Yine meydana gelen 2 çok büyük deprem sonrası ülkemizde bazı faylarda artan bir deprem etkinliği gözlenmiş olup bunlar ana faylara nazaran daha dayanıksız pürüzlü bölgeler olup küçük depremler olarak kırılmaya başlamışlardır. Bu depremler birer bağımsız depremler olarak nitelendirilmeli ve bu depremlerin ardından deprem olan bölgelerde mutlaka büyük bir depremin habercisi olarak nitelendirilmemelidir. Ülkemizde son 124 yılda meydana gelen depremlerin neredeyse %95’ten fazlası herhangi bir hissedilir öncü deprem olmadan meydana gelmiştir. 

Yıllarda oluşan M7+ depremleri bu tür bir özellik gösterirken öncü deprem olarak oluşan sadece 2020 Elazığ Depremi ve 2019 yılında meydana gelen M5,8 Silivri depremi vardır. O nedenle şu an deprem olan her il veya bu depremleri sarsılarak hisseden her ilde bölgelerinde olası yıkıcı bir deprem olup olmayacağı endişesi taşıyan binlerce insan var. Bunlara kesin cevap verebilmek için birçok çalışma yapılması gerek. Bu çalışmalar yapılsa bile bir bölgede olası bir depremi %100 olasılıkla söylemek mümkün değildir.

Bu nedenle tekraren söylüyorum: Ülkemiz bir deprem ülkesi olup ne zaman deprem olacağını sorgulamak yerine her an deprem olacakmış gibi hazırlık yapmalı, önlemler almalı ve deprem sırası ve sonrasında doğru davranışları öğrenmeliyiz. Bu öğrendiklerimizi de sık sık ev ve işyerlerimizde tatbikatlarla kalıcı hale getirmeliyiz. Depremlerin oluş zamanını dünyada bilen henüz ne bir kurum, ne bir teknoloji ne de bir uzman vardır.

Bir bölgede deprem olacağı uyarısını yapan uzmanlara şu soruları sorun: Hangi bilimsel araştırmaya göre bu sonucu elde ettiniz? Hangi bilimsel dergide bu sonucu yayınladınız? Deprem olma olasılığı yüzde kaçtır? Deprem ne zaman olacak? Bu soruları cevaplamayan uzmanlardan ve serbest alimlerden uzak durmanızı salık veririm.”