CHP Kahramanmaraş il başkanlığı tarafından parti binası önünde basın açıklaması yapıldı.
İl başkanlığı adına konuşan Dulkadiroğlu ilçe başkanı Ejder İşlek, 15 Temmuz askeri darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL altında gidilen referandum, meşruiyeti olmayan bir rejim değişikliğini ülkemize dayatmıştır. Sivil darbe ortamında, “Evet” demenin devletin tüm kurumlarıyla desteklendiği, “Hayır” demenin ise adeta yasaklandığı bir dönem yaşanmıştır.” dedi.
“OHAL’i İstemiyoruz”
21 aydır süren OHAL ile ülkemizdeki baskı rejimi kurumsallaşmıştır. Demokrasiye ve hukuk sistemine yönelik bir saldırı halini alan OHAL rejimi, insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve her türlü protesto eylemini baskılamanın da aracı olduğunu ileri süren İşlek konuşmasını şöyle sürdürdü: “ KHK’lar eliyle parlamento, yani halkın iradesi gasp edilmiştir. Türkiye’yi tek tipe sokmak için sivil toplum kuruluşlarına, sendikalara, meslek oda ve birliklerine yönelik operasyonların ardı arkası kesilmemiştir. Ak parti iktidarının muhaliflerine bir sopa olarak kullandığı OHAL, bu faşizan sınırlarını bile aşmış; sağcı solcu, muhafazakâr sosyal demokrat, kimseyi ayırmadan tüm topluma karşı işlenen bir suç haline gelmiştir. OHAL ile ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır.
OHAL nedir?
OHAL, 10 Ekim’de katledilen çocuklarını anmak isteyen anne ve babalara sıkılan biber gazıdır.
OHAL, ekmeğinin peşindeki tütün üreticisine vurulan coptur.
OHAL, hayatını FETÖ ile mücadeleye adamış Ahmet Şık başta olmak üzere gazetecileri zindanlara atmaktır.
OHAL, işçi grevlerini ertelemek, grev çadırlarına müdahale etmektir.
OHAL, işlerini geri isteyerek bedenini açlığa yatıran Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı öldürmeye ant içmiş hükümet inadıdır.
OHAL, dünyaca ünlü akademisyenleri FETÖ yalanıyla üniversitelerden atmaktır.
OHAL, tiyatro oyunlarını yasaklamaktır.
OHAL, tüm muhaliflerini “terörist” ilan edebilme cüretidir.
OHAL, Ankara Kızılay’da İnsan Hakları Anıtı’nı gözaltına almaktır.
OHAL, madende oğlu 4 yıldır yatan anaya, artık yürüyemezsin yasak artık, demektir.
OHAL, on binlerce taşeron işçiyi haksızlıkla kadro dışı bırakmaktır.
OHAL, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilere “okuma hakkı” vermediğini deklare edebilmek ve öğrencileri cezaevine attırmaktır.
OHAL, milli iradeyi yok sayarak, belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmak, belediyelere kayyım atamaktır.
OHAL, laik eğitim bildirisi dağıtmak isteyen öğrencinin gözaltına alınması, 16 Nisan referandumunda “hayır” propagandası yapan vatandaşın kolunun kırılmasıdır.
OHAL, seçilmiş milletvekillerini esaret altında tutmaktır.
OHAL, hakimlerin, savcıların bir parti genel başkanı önünde iliklediği cübbelerdir.
OHAL, yasamayı, yürütmeyi, yargıyı bir tek adamın iki dudağının arasına hapsetmektir.
OHAL, doların 4 TL’yi, avronun 5 TL’yi aşmasıdır, Türk Lirası’nın kaybettiği değerdir.
OHAL, satılan şeker fabrikası, açlık sınırı altındaki asgari ücret, artan enflasyondur.
OHAL, Twitter’daki 280 karakterden, Facebook’taki “beğen” butonundan korkmaktır.
OHAL, 12 Eylül cuntasına özenenlerin, askeri darbe dönemlerine rahmet okuttuğu bir düzenin adıdır.
Bizim talebimiz kesindir; Halkın iradesine karşı işlenen bir suç haline gelen OHAL rejimine DERHAL son verilmelidir. Hukukun askıya alındığı, parlamentonun yok sayıldığı, milli iradenin tanınmadığı, milletvekillerinin rehin alındığı faşizm düzeni ortadan kalkmalıdır. Sivil toplum örgütlerine, sendikalara, meslek odalarına ve birliklerine yönelik iktidar gücü ile açılan savaş son bulmalıdır. Sivil darbe ile tek koltukta birleştirilen yasama, yürütme ve yargı erkleri, yeniden, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi kendi koltuklarına geçmelidir. Sadece bu meydandan değil, Türkiye’nin 81 ilindeki meydanlardan Ankara’daki Saraylıları uyarıyoruz.”
Programa CHP il başkanı Esat Şengül, kadın kolları başkanı Füsun Zabun, il başkan yardımcısı Ali Zabun ve partililer katıldı.
Basın açıklamasının ardından ise grup kısa süreliğine oturma eylemi yaparak, olaysız bir şekilde dağıldı.
Maraş Fısıltı Haber Merkezi