Boşanmaya Götüren Kıyamet Alametleri

Çiftleri boşanma kararı almaya kadar götürecek nedenler nelerdir? Hangi davranış kalıpları çifti karşı karşıya getirir? Psikoterapist Cem Keçe, uzun yıllar boyunca edindiği tecrübeler ışığında evliliği istenmeyen sona götürecek 5 tutum saptadığını söyledi. Bunları “küçümsemek, acımasızca eleştirmek, saldırgan ve savunmacı tavır takınma, sürekli sorunları görmezden gelmek ve sorumlulukları paylaşmamak” olarak nitelendiren Keçe, çözüme kavuşmaması halinde bu davranış şekillerinin evlilik için adeta boşanmaya götüren kıyamet alameti olduğunun altını çizdi. Keçe şu ayrıntıları paylaştı: Küçümsemek: Partnerlerden biri özel ya da sosyal ortam ayrımı gözetmeksiniz eşiyle dalga geçer, onur kırıcı bir şekilde onunla eğlenir, başarılarını önemsemez, başkalarıyla kıyaslar, başkalarının yanında hakarete varan takma adlar kullanır. Kısacası eşini takdir etmediğini ve kendisi için bir önemi olmadığını gösterircesine tavır takınır. Ayrıca partneri konuşurken dinlememek, sözünü dinlememek, partner için değerli olan aile, iş, kariyer gibi konuları küçümsemek de karşılaşılan bu olumsuz tutumlar içinde yer alabilir. Acımasızca eleştirmek: Partnerlerden biri diğerin yaptığı en ufak bir hataya bile tolerans göstermez, rahatsız olur ve geçmişte yapmış olduğu hataları da gündeme getirerek durumu daha da ağır bir hale sokar. Genelde bu durum ‘Her zaman her şeyi yanlış yapıyorsun’ ya da ‘Sen bugüne kadar neyi doğru yaptın ki’ şeklindeki genelleyici ve kırıcı sözlerle sonuçlanır. Agresif savunmacı tavır: Söz gelimi, ortada yanlış alınmış bir karar vardır ve olumsuz bir sonuç verir. Buna neden olan partner kendisini agresif bir şekilde savunmaya çalışır. Böyle bir durumda genelde başvurulan ilk söz ‘Senin yüzünden oldu!’ şeklindedir. Suçlama ile birlikte çift arasında bir haklılık haksızlık mücadelesi başlar ve her ikisi için de acı veren karşılıklı şikâyetlerin ve sözlerin sarf edilmesi ile son bulur. Her iki taraf da anlaşılmamış ve haksızlığa uğramışlık duygularıyla diğerinden uzaklaşarak içine kapanır. Sorunları görmezden gelmek: Bazı insanlar ufukta bir fırtınanın geldiğini fark ederler ve mağduriyetleri hızlı bir şekilde ve herhangi bir duygu olmadan yanıtlamayı tercih ederler. Sorunlar hasıraltı edilir, hiçbir şey olmamış gibi davranmayı tercih ederler ve belki de hemen çözüme kavuşacak bir sorunun ilerleyen süreçte çığ gibi büyümesine neden olurlar. Ancak sorun çözme kabiliyeti gösterememek, uzlaşamamak, görmezden gelmek gibi kaçınma tavırları, karşı tarafta büyük bir güvensizlik duygusunu hakim kılacaktır. Sorumlulukları paylaşmamak: Evlilik, sorumlulukların paylaşımı ve yerine getirilmesine dair iki bireyin birbirine verdiği sözler bütünüdür. Bu olgu evlilik kararının en önemli motivasyonlarından biridir. Zaman içinde bir nedenle taraflardan birinin, önemi ne olursa olsun kendisinden beklenen bir sorumluluğu yerine getirmemesi, ileride bu çift için büyük bir güven bunalımı ve huzursuzluk kaynağı olacaktır. Bazı sorumlulukların yerine getirilmemesi ise şüphe götürmez bir boşanma nedenidir.” Peki, ne yapmalı? Psikoterapist Cem Keçe çiftleri boşanmaya götüren tutumlar için çiftlere önemli tavsiyelerde bulundu. “Çift ilişkisi bir kere bozulmaya başladığında hemen gerekli önlemler alınmazsa ilişkinin bozulma seyri hızlanır. Yokuş aşağı freni patlamış bir kamyon gibi gittikçe daha hızlı ve güç durdurulabilir bir hale gelir” ifadelerini kullanan Keçe, yolun sonuna gelindiğinde de felaketin kaçınılmaz olacağının altını çizdi. Çiftlerin ilişkilerinde bazı şeylerin yolunda gitmediğini görmesi ve çözümsüz kalmaları halinde mutlaka bir evlilik terapistinden evlilik terapisi veya evlilik danışmanlığı gibi profesyonel destek almasının vaktinin geldiğini belirten Keçe, “Burada her sorun yaşayan, kavga eden çiftin hemen bir evlilik terapistine gitmesi gerekir anlamı da çıkarılmamalıdır. Profesyonel destek alması gerekenler, yaşadığı sorunları bir şekilde çözemeyen bunun yerine yukarıda sözü edilen sağlıklı olmayan savunma mekanizmalarını geliştiren, gittikçe ilişkisi kötüleşen çiftlerdir. İlişkiniz, yapıcı ve sevgi dolu bir iletişim yerine, bireyselliğin hakim olduğu bir çatışmaya dönüşmüş, adeta bir savaş ve işkence haline gelmiş ise işte o zaman profesyonel destek almak gerekir. Unutmayın mutlu olmak herkesin hakkıdır ve mutluluk isteyen herkesin biraz çabayla öğrenilebileceği bir beceridir” şeklinde konuştu.