4 Günlük Nurhak Gözlemlerim!

Bütün ön yargıların, tabuların yıkıldığı yerdir Nurhak! Geçtiğimiz hafta içerisinde değerli ağabeyim İbrahim Baykut ile birlikte tanıtım filmi çekimleri için gittiğimiz Nurhak’ta karşılaştığımız atmosferi sizlerle paylaşmak istiyorum. Gerçekten Nurhak öyle dışarıdan ön yargıyla anlatıldığı gibi bir yer değil. 4 gün boyunca en ücra köşelerine kadar gittik, gezdik, gördük. Görülmeye değer dağlarındaki çobanlarla konuştuk. Bizlere samimi sohbetlerini ve çaylarını ikram ettiler. Kış aylarında İstanbul’da yaşayan yaz aylarında ise ilçede çobanlık yapan asiye ablayla karşılaştık. Bütün yıl boyunca dağ evlerinde yaşayan ve şehir hayatı görmeyen insanların o gözlerindeki samimiyeti görülmeye değerdi. Nurhak Belediyesi, Ahmet Akkuş başkanlığında çok ciddi projeleri hayata geçirmiş ve hayata geçirmeye de devam ediyor. Birçok bölgede kilit-parke taşı yol çalışmaları tamamlanmış. İlçenin modern spor tesislerine kavuşması için özel gayretler göstermiş. Eğitime gerekli katkıyı sağlamış. İmkansızlıklar içerisinde imkan yaratma çabası içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu konuda Başkan beye ve ekibine kolaylıklar diliyoruz.   Dulkadiroğulları ve Osmanlı döneminde bölgeden geçen Kervanlar, Nurhak’tan temin ettikleri el işi göz nuru kilimleri, halıları, yün dokumaları, süt ve süt ürünlerinin ticaretini yaparlarmış. Tarihi İpek Yolu’nun önemini yitirmesiyle ilçe’den göçler başlamış… Burada hayat öğle’den sonra başlıyor. Havası serin insanı samimi. Doğa harikası manzaraları var. Sabah saatlerine kadar açık iş yerleri oluyor. Dışarıdan gelen aslen Nurhaklı olan ve Almancı olarak nitelendirilen kişilerin gelmesiyle ilçe ayrı bir havaya bürünüyor. Her yerde son model lüks araçlarla, göz kamaştıran evlerle karşılaşabiliyorsunuz. Burada herkes birbirine hoş görülü ve kimse kimseye karışmıyor. İnsanlara rahatsızlık vermeden onun bunun hakkını gasp etmeden yaşamlarını idame ettiriyorlar. Hırsızlık olayları yok diyebilir ve Nurhak’ı adeta özgürlükler ilçesi gibi tabir edebiliriz. Ama böyle olmasına karşın istihdam alanları olmadığı için sürekli göç vermektedir. Yazları 18 bin normal zamanlarla 13 bin nüfus oluyor… Eğer yolunuz buraya düşerse Göksu Çayı, Değirmendere Çayı ve Tatlar Deresi’nden su içmeden keşkah yemeğini tatmadan, tarihi hanlarını görmeden, düğünde halay çekmeden, ilçeye kuş bakışı bakmadan, gün doğumunu gün batımını izlemeden, kahvehanesinde sıcak bir çay içmeden ve dostça bir sohbet etmeden, sarmaşık lokantasında tavuk yemeden, Nur lokantasında çorba ve kuru fasulye yemeden, Göysu yapay plajında suya girmeden ayrılmayın. Bizler gez gez doyamadık, ilçe’den ayrılırken ise gözleri nemli ayrıldık. Misafirperverliğinden dolayı Başkan Ahmet Akkuş’a ve bize rehberlik yapan Kültür ve Sosyal İşler müdürü ve aynı zamanda Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hüseyin Olgunsoy’a teşekkür ediyoruz. Gerçekten bizleri bir kardeş gibi karşılayıp dostça ağırladıkları için şükranlarımızı sunuyoruz.