Aba, Toplu Sözleşme Kararı Hayata Geçirilsin, Verilen Sözler Tutulsun!

AKTÜEL 13.02.2025 - 16:50, Güncelleme: 13.02.2025 - 19:05
 

Aba, Toplu Sözleşme Kararı Hayata Geçirilsin, Verilen Sözler Tutulsun!

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Türkiye genelindeki üniversite rektörlüğü önünde eş zamanlı basın açıklaması yapıldı.

Kahramanmaraş’ta ise Eğitim-Bir-Sen KSÜ şube başkanı Prof. Dr. Veli Aba yaptı. Aba , “Yıllarca süre gelen bu haksız uygulamalarla birçok aile parçalanmış, devletimizin aile yılı olarak ilan ettiği 2025’te de maalesef eşleri ve çocuklarını birbirinden ayıran bu haksız uygulamanın ısrarla devam ettirilmek istendiği görülmüştür.” Dedi.   İşte Aba’nın o açıklaması: Becayiş, eş ve sağlık durumu gibi basit ve zorunlu hususlarda yer değişikliği aciliyet kesbetmesine rağmen bu durumlarda dahi idari personelin yer değişikliğine genel olarak imkan tanınmamaktadır. Bunun yanında Eğitim-Bir-Sen’in gayretleri sonucunda Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu 6 ve 7. Dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesi’nde idari personelin yükseköğretim kurumları arasında yer değişikliği konusunda taraflarca çalışma yapılması kararlaştırılmış; bu bağlamda YÖK ve Cumhurbaşkanlığı nezdinde çalışmalar yürütülmüş ise de henüz işleyen bir sistem ortaya konulamamıştır. Bu nedenle, üniversite idari personelinin üniversiteler arası yer değişikliği işlemlerinin, halen bir kısım üniversiteler tarafından yapılan, ancak hâliyle diğer üniversiteleri bağlamayan, münferit yönergeler yerine toplu sözleşme hükmünden hareketle YÖK Başkanlığı eliyle üniversiteler arası merkezî yer değişikliğine imkân tanıyacak şekilde hukuki ve fiilî bir düzenleme yapılması gereklidir. Ayrıca önceki yıllarda sık sık gündeme gelen fakat bir türlü hayata geçirilemeyen hususlardan biri de Öğretim elemanlarının mali haklarının iyileştirilmesidir. Öğretim elemanları, “eşit işe eşit ücret” uygulaması olarak bilinen 666 sayılı KHK düzenlemesinde en fazla ihmal edilen kesim olarak, ücretlerinde diğer meslek gruplarıyla orantılı bir artış gerçekleşmeyen nadir meslek gruplarından biri olmuştur. Bu durum, üniversite camiasında ve kamuoyunda, çalışma hayatındaki kamu yönetimine ve adalete olan güveni ciddi ölçüde zedelemektedir. Son yıllardaki enflasyonist ortamda mali haklarında reel bir artış gerçekleşmeyen, aksine reel bir kayıp yaşayan öğretim elemanları/akademisyenler, ciddi ölçüde itibar kaybına uğramaktadır. Akademik personelin, hem kendi içinde hem de diğer mesleklerle yapılan kıyaslamalarda maaş düzeyi ekseninde mağduriyet ve mali haklar bakımından da kayıplar yaşadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Üniversitelerde görev yapan akademik personele yönelik bir ücret politikasının oluşturulması elzem olmakla birlikte, bu politikanın oluşturulmasına ilişkin sürecin kısa sürmeyecek olması ve akademik personelin kısa vadede maaş iyileştirme beklentilerinin karşılanmasına ilişkin gereklilik çerçevesinde belirli bir maaş kalemi üzerinden geçmiş dönem kayıplarının telafisi ve kıyaslanabilir meslek grupları ile eşit ve adil bir düzeye yükseltmeye dönük adımların atılması önem arz etmektedir. Bu itibarla öğretim elemanlarının mali haklarında artış sağlanması yönünde bir düzenleme yapılması elzemdir. Toplu sözleşmelerde sık sık gündeme getirilmesine rağmen hayata geçirilemeyen hususlardan biri de makam tazminatı hakkının üniversite daire başkanlarına da verilmesidir. Daire başkanı kadro ünvanlı kamu personeli arasında kadrosunun bulunduğu kamu kurumundan kaynaklı olarak ücrette farklılık getiren söz konusu düzenlemelerin Anayasa’nın 10 ve 55. maddelerine, kamu hizmetinin eşit iş yapılarak verilmesine karşın, aynı ücreti alamayan çalışanların motivasyon ve verimliliğini olumsuz etkilemesi nedeniyle de çalışma barışının sağlanmasını öngören Anayasa’nın 49. maddesine, ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23/2. maddesinde yer alan “eşit işe eşit ücret” ilkesine aykırı olduğu açıktır. Harcama sorumlusu olarak hukuki ve mali yükümlülük altında bulunan üniversite daire başkanlarının özlük hakları, görev, yetki ve sorumluluklarıyla orantılı değildir.   Merkezî idare daire başkanlarına tanınan makam tazminatı hakkı üniversite daire başkanlarına da verilmelidir. Maalesef yıllarca süre gelen yanlış uygulamalardan bir diğeri de Araştırma görevlilerinin yeşil pasaport alabilme hakkından mahrum bırakılmasıdır. Araştırma görevlileri en fazla üçüncü dereceye kadar ilerleyebildikleri için yeşil pasaport alamamaktadır. Bu durumda araştırma görevlileri, yurt dışı araştırma, çalışma, uluslararası çalıştay, sempozyum ve benzeri bilimsel toplantılara katılmak için yurt dışı çıkışlarında yeşil pasaport alamadıkları için bu pasaportun sağladığı kolaylıklardan faydalanamamakta; bu ise Araştırma görevlilerinin en verimli çağlarında uluslararası nitelikteki bilimsel çalışmalarını sekteye uğratmaktadır. En kısa zamanda Araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınmalıdır. Bütün bunlara ilaveten 3600 ek gösterge vaadinin yerine getirilmesi de en önemli taleplerimizden biridir. 3600 ek gösterge düzenlemesi, yıllardır kamu çalışanlarına verilen bir söz olup, milyonlarca memurun maaşını ve emeklilik haklarını doğrudan etkilemektedir. Adalet ve hakkaniyetin gereği olarak, çalışanların refahını artıracak bu düzenleme tam ve eksiksiz şekilde bir an önce hayata geçirilmelidir. Ayrıca Öğretim elemanlarının ek ödemelerinde iyileştirme, geliştirme ödeneğinin süresinin uzatılması, üniversite ve YÖK disiplin kurullarına sendika temsilcilerinin katılımının sağlanması, jüri üyeliklerine ücret verilmesinin sağlanması, bazı üniversite çalışanlarının ek tazminatlarında artış, üniversitelerde itfaiyeci kadrolarında bulunanların hizmet sınıfının yardımcı hizmetler sınıfından genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi, üniversite yurtlarında fazla çalışma ücreti artışı, sözleşmeli üniversite çalışanlarının kadroya kavuşturulması, ek göstergelerin iyileştirilmesi, 50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a’ya geçişi gibi önemli adımların atılmasını sağlamış bir teşkilat olan Eğitim-Bir-Sen olarak, akademisyenlerin ücretlerinin iyileştirilmesi, merkezî idare daire başkanlarına tanınan makam tazminatı hakkının üniversite daire başkanlarına da verilmesi, deprem bölgelerinde görev yapan üniversite akademik ve idari personeline ek ödeme yapılması, araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınması, 3600 ek gösterge hususunda mağdur olanların mağduriyetinin giderilmesi için gayret sarf etmeye; üniversite idari personelinin üniversiteler arası yer değişikliği hakkı mücadelesinin bayraktarlığını yapmaya, somut bir çözüm üretilinceye kadar emek harcamaya, haklı ve yerinde talebi ısrarla dile getirmeye devam edeceğiz.”
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Türkiye genelindeki üniversite rektörlüğü önünde eş zamanlı basın açıklaması yapıldı.

Kahramanmaraş’ta ise Eğitim-Bir-Sen KSÜ şube başkanı Prof. Dr. Veli Aba yaptı.

Aba , “Yıllarca süre gelen bu haksız uygulamalarla birçok aile parçalanmış, devletimizin aile yılı olarak ilan ettiği 2025’te de maalesef eşleri ve çocuklarını birbirinden ayıran bu haksız uygulamanın ısrarla devam ettirilmek istendiği görülmüştür.” Dedi.

 

İşte Aba’nın o açıklaması:

Becayiş, eş ve sağlık durumu gibi basit ve zorunlu hususlarda yer değişikliği aciliyet kesbetmesine rağmen bu durumlarda dahi idari personelin yer değişikliğine genel olarak imkan tanınmamaktadır.

Bunun yanında Eğitim-Bir-Sen’in gayretleri sonucunda Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu 6 ve 7. Dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesi’nde idari personelin yükseköğretim kurumları arasında yer değişikliği konusunda taraflarca çalışma yapılması kararlaştırılmış; bu bağlamda YÖK ve Cumhurbaşkanlığı nezdinde çalışmalar yürütülmüş ise de henüz işleyen bir sistem ortaya konulamamıştır. Bu nedenle, üniversite idari personelinin üniversiteler arası yer değişikliği işlemlerinin, halen bir kısım üniversiteler tarafından yapılan, ancak hâliyle diğer üniversiteleri bağlamayan, münferit yönergeler yerine toplu sözleşme hükmünden hareketle YÖK Başkanlığı eliyle üniversiteler arası merkezî yer değişikliğine imkân tanıyacak şekilde hukuki ve fiilî bir düzenleme yapılması gereklidir. Ayrıca önceki yıllarda sık sık gündeme gelen fakat bir türlü hayata geçirilemeyen hususlardan biri de Öğretim elemanlarının mali haklarının iyileştirilmesidir.

Öğretim elemanları, “eşit işe eşit ücret” uygulaması olarak bilinen 666 sayılı KHK düzenlemesinde en fazla ihmal edilen kesim olarak, ücretlerinde diğer meslek gruplarıyla orantılı bir artış gerçekleşmeyen nadir meslek gruplarından biri olmuştur. Bu durum, üniversite camiasında ve kamuoyunda, çalışma hayatındaki kamu yönetimine ve adalete olan güveni ciddi ölçüde zedelemektedir. Son yıllardaki enflasyonist ortamda mali haklarında reel bir artış gerçekleşmeyen, aksine reel bir kayıp yaşayan öğretim elemanları/akademisyenler, ciddi ölçüde itibar kaybına uğramaktadır.

Akademik personelin, hem kendi içinde hem de diğer mesleklerle yapılan kıyaslamalarda maaş düzeyi ekseninde mağduriyet ve mali haklar bakımından da kayıplar yaşadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Üniversitelerde görev yapan akademik personele yönelik bir ücret politikasının oluşturulması elzem olmakla birlikte, bu politikanın oluşturulmasına ilişkin sürecin kısa sürmeyecek olması ve akademik personelin kısa vadede maaş iyileştirme beklentilerinin karşılanmasına ilişkin gereklilik çerçevesinde belirli bir maaş kalemi üzerinden geçmiş dönem kayıplarının telafisi ve kıyaslanabilir meslek grupları ile eşit ve adil bir düzeye yükseltmeye dönük adımların atılması önem arz etmektedir. Bu itibarla öğretim elemanlarının mali haklarında artış sağlanması yönünde bir düzenleme yapılması elzemdir.

Toplu sözleşmelerde sık sık gündeme getirilmesine rağmen hayata geçirilemeyen hususlardan biri de makam tazminatı hakkının üniversite daire başkanlarına da verilmesidir.

Daire başkanı kadro ünvanlı kamu personeli arasında kadrosunun bulunduğu kamu kurumundan kaynaklı olarak ücrette farklılık getiren söz konusu düzenlemelerin Anayasa’nın 10 ve 55. maddelerine, kamu hizmetinin eşit iş yapılarak verilmesine karşın, aynı ücreti alamayan çalışanların motivasyon ve verimliliğini olumsuz etkilemesi nedeniyle de çalışma barışının sağlanmasını öngören Anayasa’nın 49. maddesine, ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23/2. maddesinde yer alan “eşit işe eşit ücret” ilkesine aykırı olduğu açıktır.

Harcama sorumlusu olarak hukuki ve mali yükümlülük altında bulunan üniversite daire başkanlarının özlük hakları, görev, yetki ve sorumluluklarıyla orantılı değildir.

 

Merkezî idare daire başkanlarına tanınan makam tazminatı hakkı üniversite daire başkanlarına da verilmelidir.

Maalesef yıllarca süre gelen yanlış uygulamalardan bir diğeri de Araştırma görevlilerinin yeşil pasaport alabilme hakkından mahrum bırakılmasıdır.

Araştırma görevlileri en fazla üçüncü dereceye kadar ilerleyebildikleri için yeşil pasaport alamamaktadır. Bu durumda araştırma görevlileri, yurt dışı araştırma, çalışma, uluslararası çalıştay, sempozyum ve benzeri bilimsel toplantılara katılmak için yurt dışı çıkışlarında yeşil pasaport alamadıkları için bu pasaportun sağladığı kolaylıklardan faydalanamamakta; bu ise Araştırma görevlilerinin en verimli çağlarında uluslararası nitelikteki bilimsel çalışmalarını sekteye uğratmaktadır. En kısa zamanda Araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınmalıdır.

Bütün bunlara ilaveten 3600 ek gösterge vaadinin yerine getirilmesi de en önemli taleplerimizden biridir.

3600 ek gösterge düzenlemesi, yıllardır kamu çalışanlarına verilen bir söz olup, milyonlarca memurun maaşını ve emeklilik haklarını doğrudan etkilemektedir. Adalet ve hakkaniyetin gereği olarak, çalışanların refahını artıracak bu düzenleme tam ve eksiksiz şekilde bir an önce hayata geçirilmelidir.

Ayrıca Öğretim elemanlarının ek ödemelerinde iyileştirme, geliştirme ödeneğinin süresinin uzatılması, üniversite ve YÖK disiplin kurullarına sendika temsilcilerinin katılımının sağlanması, jüri üyeliklerine ücret verilmesinin sağlanması, bazı üniversite çalışanlarının ek tazminatlarında artış, üniversitelerde itfaiyeci kadrolarında bulunanların hizmet sınıfının yardımcı hizmetler sınıfından genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi, üniversite yurtlarında fazla çalışma ücreti artışı, sözleşmeli üniversite çalışanlarının kadroya kavuşturulması, ek göstergelerin iyileştirilmesi, 50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a’ya geçişi gibi önemli adımların atılmasını sağlamış bir teşkilat olan Eğitim-Bir-Sen olarak, akademisyenlerin ücretlerinin iyileştirilmesi, merkezî idare daire başkanlarına tanınan makam tazminatı hakkının üniversite daire başkanlarına da verilmesi, deprem bölgelerinde görev yapan üniversite akademik ve idari personeline ek ödeme yapılması, araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınması, 3600 ek gösterge hususunda mağdur olanların mağduriyetinin giderilmesi için gayret sarf etmeye; üniversite idari personelinin üniversiteler arası yer değişikliği hakkı mücadelesinin bayraktarlığını yapmaya, somut bir çözüm üretilinceye kadar emek harcamaya, haklı ve yerinde talebi ısrarla dile getirmeye devam edeceğiz.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.