73 Saniyenin 730 Günden Uzun Olduğu “O Gece”

GÜNDEM 04.02.2025 - 09:44, Güncelleme: 04.02.2025 - 09:48
 

73 Saniyenin 730 Günden Uzun Olduğu “O Gece”

Öncelikle, bundan tam 2 yıl önce Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen başta şehrimiz olmak üzere 11 ili ve tüm ülkemizi etkileyen 'Asrın Felaketi' olarak adlandırılan böylesi bir doğal afeti bizzat yaşayan birisi olarak depremde hayatını kaybeden deprem şehitlerimizi 6 Şubat’ın sene-i devriyesinde rahmetle ve minnetle anıyorum.

Saatlerin 04.17’de durduğu o soğuk gecenin sabahından günümüze tam tamına 24 ay geçmesine rağmen hala ilk günkü acısı, o anın korkusu ve yaşananların tazeliği bu felaketi yaşayan herkesin içerisinde korunmaktadır. Bu sebeple bu şehirde olanlar ve olması gerekenler hakkında; bir İnşaat Mühendisi ve en önemlisi de bu memleketin bir evladı olarak 6 Şubat’ın 2. Yıl dönümünde birkaç satırbaşı açmak istiyorum. Kahraman Şehrimizin Doğu Anadolu Fay Hattı gibi aktif bir fay hattının üzerinde bulunması, 1. Derece deprem bölgesi olan bir bölgede konumlanıyor olması, böylesi bir felaketi tarihinde daha öncede yaşamış olması bilinen bir gerçektir. Bu konuda onlarca makale, yüzlerce yazı, binlerce yorum yapılmıştır elbette ki. Ve dahi şahsımın da geçmiş zamanda gerek yerel basında, gerekse belediye meclis üyesi olduğum dönemde Dulkadiroğlu Belediye Meclisinde deprem konusunda yapmış olduğum yazılı ve sözlü beyanlarım mevcuttur. Ancak hiçbir şey o geceyi yaşamanın önüne geçememiştir maalesef. 6 Şubat’ın o karanlık sabahından itibaren devletimizin bütün kadroları afetten etkilenen bu 11 il için seferber olmuş, olağanüstü hal ilan edilmiş, gerek AFAD, gerek ilgili bakanlıklar, gerekse de sivil toplum kuruluşları vesilesiyle gıda-çadır-kıyafet-konteyner gibi öncelik arz eden yardımlar aralıksız bir şekilde bu bölgeye sevk edilmiştir. Öncelikle tabi ki böyle bir afet bu coğrafyada yaklaşık 500 yıldır yaşanmadığı ve böylesi bir can kaybı böylesi bir yıkım gücüyle karşılaşılmadığı için kim-neyi-nasıl yapacağını bilememiş ancak yine de böyle bir afetin ve yükün altından Aziz Devletimizin ve Yüce Türk Milletinin kalkabileceği zaman içerisinde tüm dünyaya gösterilmiştir. Artık o bitmek bilmeyen 73 saniyelik Kahramanmaraş Depremi’nin üzerinden tam olarak 730 gün geçmiştir. Öncelikle deprem sonrası şehrimizde olumlu-olumsuz yaşanan her türlü gelişmenin vatandaşlarımız tarafından her zaman hatırlanmasını, dar günde - yok günde - zor günde bu şehir için kimlerin elini taşın altına koyduğunu, kimlerin sorumluluk alma yarışında geride kaldığını insanımızın asla unutmamasını temenni ediyorum. Geçen bu zor günlerin ardından devletimizin öncülüğünde yaralarımız hızla sarılmaya başlanmış, gerek Orta Hasarlı Yapıların Günlendirilmesi konusunda yapılan maddi destekler gerekse de Hak Sahipliği ve Yerinde Dönüşüm imkânı ile verilen destekler insanımıza umut olmuş, şehrin yeniden imar ve inşası konusunda bütün süreçleri hızlandırmıştır. Olumlu manada yaşanan bu gelişmelerin ardından vatandaşlarımızın mutlaka dikkat etmesi gereken bir takım konularda kendini göstermeye başlamıştır. Özellikle Orta Hasarlı Yapıların Güçlendirilmesi ve Yerinde Dönüşüm Kapsamında yapıların yeniden inşa edilmesi sırasında vatandaşlarımızın bu işler için anlaştığı firmaları ve kişileri özenle seçmesi, nasıl olsa devlet destek veriyor diye işinde uzman olmayan ve teknik yeterliliği bulunmayan kişiler ve firmalar yüzünden devlet desteklerinin heba edilmemesi gerekmektedir. Bu sebeple yapılan anlaşmalar ve imzalanan sözleşmeler sırasında vatandaşa vaat edilen şartların yerine getirilmemesi sonucu vatandaşımızın mağdur olması hem maddi hem de yaşanacak süreçler açısından bu kentte bir deprem etkisi daha oluşturacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Geride bıraktığımız bu 24 ayın ardından şehrimizin imar ve planlama çalışmaları kapsamında 1/5000 ve 1/1000 ölçeklerinde yapılacak olan yeni imar düzenlemeleri artık kahraman şehrimin yeniden ayağa kalkması adına içerisinde bulunduğumuz Türkiye Yüzyılı anlayışına yakışır olmalıdır. Gerek yol genişlikleri ve güzergâhlarının belirlenmesinde gerekse de yapısal alanların kat ve yoğunluk düzenlenmesinde şehrimizin gelişmiş şehirler içerisinde yer alacak seviyede yapılması, en önemlisi de bu çalışmalar yapılırken şehrimizin bir deprem kuşağında olduğu gerçeğinin asla unutulmaması büyük bir önem arz etmektedir. Biz inşaat mühendislerinin statik projelerimizi tasarlarken kullandığımız yönetmeliklerden sadece birisi olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin ilki 1947 yılında yayımlanmış ve bu yönetmelik neredeyse yaşanan her deprem afetinden sonra olmak üzere 71 yılda toplamda 7 defa revize görmüştür. (bknz: AFAD) Bu yönetmeliğin sonuncusu 2018 yılında yapılmış, tamamen güncellenmiş ve yeni şekliyle yayımlanmıştır. Ancak malumunuz üzere yapılarımızın ilk tasarımları mimari proje yapımında esas alınan İmar Kanunu maddelerine, ilgili imar yönetmeliklerine ve imar plan notlarına göre yapılmaktadır. Ancak bu kanun maddeleri ve ilgili yönetmelikler kimi zaman ada bazında, kimi zaman parsel bazında imar plan notları kapsamında isteğe göre uyarlanmış veya revize görmüştür. Bu değişiklikler gerek kat artışları, gerekse de yoğunluk artışları şeklinde imar komisyonlarınca uygun görülmüş ve statik açıdan zeminin taşıma gücü, yapının oluşacak toplam ağırlığı, zeminin güçlendirme yöntemlerine ihtiyacının olup olmadığı dikkate bile alınmayarak kararlar verilmiş ve birçok yapının depremlerde bu sebeple yıkıldığı gerçeğini meydana çıkarmıştır. Bu sebeple, 1. Derece deprem bölgesinde olan şehrimizde de imar uygulamalarının ve şehir bölge planlama çalışmalarının artık mühendislik, mimarlık ve fen kurallarının öncelik alarak yapılması gerekmektedir. “Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır.” düşüncesine, “Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.” şiarına ve “Önce Ülkem ve Milletim” anlayışına sahip bu şehrin bir evladı olarak bu yazımın her bir satırını Kahraman şehrimde böyle afetler için gerekli önlemler mutlak suretle alınsın, ‘deprem değil bina/ihmal öldürür.’ gerçeği bir kez daha ortaya koyulsun, böylesi bir acı böylesi uzun ve soğuk bir gece bir daha asla yaşanmasın diye kaleme aldığımı bilmenizi istiyorum. Kalın Sağlıcakla.. Rahmetle ve özlemle.. 06.02.2025 İnş Müh Nasuh TIMARCIOĞLU NSH Mühendislik Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Kahramanmaraş MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi
Öncelikle, bundan tam 2 yıl önce Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen başta şehrimiz olmak üzere 11 ili ve tüm ülkemizi etkileyen 'Asrın Felaketi' olarak adlandırılan böylesi bir doğal afeti bizzat yaşayan birisi olarak depremde hayatını kaybeden deprem şehitlerimizi 6 Şubat’ın sene-i devriyesinde rahmetle ve minnetle anıyorum.

Saatlerin 04.17’de durduğu o soğuk gecenin sabahından günümüze tam tamına 24 ay geçmesine rağmen hala ilk günkü acısı, o anın korkusu ve yaşananların tazeliği bu felaketi yaşayan herkesin içerisinde korunmaktadır.

Bu sebeple bu şehirde olanlar ve olması gerekenler hakkında; bir İnşaat Mühendisi ve en önemlisi de bu memleketin bir evladı olarak 6 Şubat’ın 2. Yıl dönümünde birkaç satırbaşı açmak istiyorum. Kahraman Şehrimizin Doğu Anadolu Fay Hattı gibi aktif bir fay hattının üzerinde bulunması, 1. Derece deprem bölgesi olan bir bölgede konumlanıyor olması, böylesi bir felaketi tarihinde daha öncede yaşamış olması bilinen bir gerçektir. Bu konuda onlarca makale, yüzlerce yazı, binlerce yorum yapılmıştır elbette ki.

Ve dahi şahsımın da geçmiş zamanda gerek yerel basında, gerekse belediye meclis üyesi olduğum dönemde Dulkadiroğlu Belediye Meclisinde deprem konusunda yapmış olduğum yazılı ve sözlü beyanlarım mevcuttur. Ancak hiçbir şey o geceyi yaşamanın önüne geçememiştir maalesef. 6 Şubat’ın o karanlık sabahından itibaren devletimizin bütün kadroları afetten etkilenen bu 11 il için seferber olmuş, olağanüstü hal ilan edilmiş, gerek AFAD, gerek ilgili bakanlıklar, gerekse de sivil toplum kuruluşları vesilesiyle gıda-çadır-kıyafet-konteyner gibi öncelik arz eden yardımlar aralıksız bir şekilde bu bölgeye sevk edilmiştir.

Öncelikle tabi ki böyle bir afet bu coğrafyada yaklaşık 500 yıldır yaşanmadığı ve böylesi bir can kaybı böylesi bir yıkım gücüyle karşılaşılmadığı için kim-neyi-nasıl yapacağını bilememiş ancak yine de böyle bir afetin ve yükün altından Aziz Devletimizin ve Yüce Türk Milletinin kalkabileceği zaman içerisinde tüm dünyaya gösterilmiştir. Artık o bitmek bilmeyen 73 saniyelik Kahramanmaraş Depremi’nin üzerinden tam olarak 730 gün geçmiştir.

Öncelikle deprem sonrası şehrimizde olumlu-olumsuz yaşanan her türlü gelişmenin vatandaşlarımız tarafından her zaman hatırlanmasını, dar günde - yok günde - zor günde bu şehir için kimlerin elini taşın altına koyduğunu, kimlerin sorumluluk alma yarışında geride kaldığını insanımızın asla unutmamasını temenni ediyorum. Geçen bu zor günlerin ardından devletimizin öncülüğünde yaralarımız hızla sarılmaya başlanmış, gerek Orta Hasarlı Yapıların Günlendirilmesi konusunda yapılan maddi destekler gerekse de Hak Sahipliği ve Yerinde Dönüşüm imkânı ile verilen destekler insanımıza umut olmuş, şehrin yeniden imar ve inşası konusunda bütün süreçleri hızlandırmıştır. Olumlu manada yaşanan bu gelişmelerin ardından vatandaşlarımızın mutlaka dikkat etmesi gereken bir takım konularda kendini göstermeye başlamıştır.

Özellikle Orta Hasarlı Yapıların Güçlendirilmesi ve Yerinde Dönüşüm Kapsamında yapıların yeniden inşa edilmesi sırasında vatandaşlarımızın bu işler için anlaştığı firmaları ve kişileri özenle seçmesi, nasıl olsa devlet destek veriyor diye işinde uzman olmayan ve teknik yeterliliği bulunmayan kişiler ve firmalar yüzünden devlet desteklerinin heba edilmemesi gerekmektedir.

Bu sebeple yapılan anlaşmalar ve imzalanan sözleşmeler sırasında vatandaşa vaat edilen şartların yerine getirilmemesi sonucu vatandaşımızın mağdur olması hem maddi hem de yaşanacak süreçler açısından bu kentte bir deprem etkisi daha oluşturacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Geride bıraktığımız bu 24 ayın ardından şehrimizin imar ve planlama çalışmaları kapsamında 1/5000 ve 1/1000 ölçeklerinde yapılacak olan yeni imar düzenlemeleri artık kahraman şehrimin yeniden ayağa kalkması adına içerisinde bulunduğumuz Türkiye Yüzyılı anlayışına yakışır olmalıdır.

Gerek yol genişlikleri ve güzergâhlarının belirlenmesinde gerekse de yapısal alanların kat ve yoğunluk düzenlenmesinde şehrimizin gelişmiş şehirler içerisinde yer alacak seviyede yapılması, en önemlisi de bu çalışmalar yapılırken şehrimizin bir deprem kuşağında olduğu gerçeğinin asla unutulmaması büyük bir önem arz etmektedir. Biz inşaat mühendislerinin statik projelerimizi tasarlarken kullandığımız yönetmeliklerden sadece birisi olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin ilki 1947 yılında yayımlanmış ve bu yönetmelik neredeyse yaşanan her deprem afetinden sonra olmak üzere 71 yılda toplamda 7 defa revize görmüştür.

(bknz: AFAD) Bu yönetmeliğin sonuncusu 2018 yılında yapılmış, tamamen güncellenmiş ve yeni şekliyle yayımlanmıştır. Ancak malumunuz üzere yapılarımızın ilk tasarımları mimari proje yapımında esas alınan İmar Kanunu maddelerine, ilgili imar yönetmeliklerine ve imar plan notlarına göre yapılmaktadır. Ancak bu kanun maddeleri ve ilgili yönetmelikler kimi zaman ada bazında, kimi zaman parsel bazında imar plan notları kapsamında isteğe göre uyarlanmış veya revize görmüştür.

Bu değişiklikler gerek kat artışları, gerekse de yoğunluk artışları şeklinde imar komisyonlarınca uygun görülmüş ve statik açıdan zeminin taşıma gücü, yapının oluşacak toplam ağırlığı, zeminin güçlendirme yöntemlerine ihtiyacının olup olmadığı dikkate bile alınmayarak kararlar verilmiş ve birçok yapının depremlerde bu sebeple yıkıldığı gerçeğini meydana çıkarmıştır.

Bu sebeple, 1. Derece deprem bölgesinde olan şehrimizde de imar uygulamalarının ve şehir bölge planlama çalışmalarının artık mühendislik, mimarlık ve fen kurallarının öncelik alarak yapılması gerekmektedir. “Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır.” düşüncesine, “Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.” şiarına ve “Önce Ülkem ve Milletim” anlayışına sahip bu şehrin bir evladı olarak bu yazımın her bir satırını Kahraman şehrimde böyle afetler için gerekli önlemler mutlak suretle alınsın, ‘deprem değil bina/ihmal öldürür.’

gerçeği bir kez daha ortaya koyulsun, böylesi bir acı böylesi uzun ve soğuk bir gece bir daha asla yaşanmasın diye kaleme aldığımı bilmenizi istiyorum. Kalın Sağlıcakla.. Rahmetle ve özlemle.. 06.02.2025

İnş Müh Nasuh TIMARCIOĞLU

NSH Mühendislik Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı

Kahramanmaraş MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve fisiltihaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.